Xeikon Café esnasında görüştüğümüz Xeikon Türkiye Satış Müdürü Yalım Araser, PX3000’in Xeikon’u etiket ve ambalajın tüm dijital baskı ihtiyaçlarını karşılayan benzersiz bir konuma taşıdığını belirtiyor.
Xeikon Café 2017’de Xeikon Türkiye Satış Müdürü Yalım Araser’in görüşlerini aldık.
Xeikon Cafe biraz daha farklı görüntü arz ediyor, biraz Hunkeler Innovationdays etkinliği gibi birçok tedarikçi iş ortağını bir araya getiren bir çerçeve gözleniyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Doğrusu biz de konsept olarak Hunkeler’dan etkilendik. İnsanlara sadece makinelerimizi tanıtacağımız değil; insanların birbirleriyle görüş alışverişinde bulunabilecekleri, tecrübelerini paylaşabilecekleri ve ortak sorunlarına çare arayabilecekleri bir platform oluşturmak istedik. Bu kez her zamankinden daha da ileriye giderek bunu gerçekleştirdiğimizi görüyorum. Çok basit bir örnek vereyim; kendinden yapışkanlı etiket üzerine bir konuşma esnasında Polonya’dan bir üreticinin sorusuna İngiltere’den başka bir üretici yanıt verdi. Zaten burada Xeikon ya da başka bir markadan çok, dijitali ve iş modellerini, sorunların çözümlerine dair fikir paylaşımlarını ön plana çıkaran bir platform oluşturmaya çalışıyoruz. Katılım rakamlarını siz de biliyorsunuz. 2300 civarında kayıt, 800’ü aşkın katılımcı bildirildi. Bu da doğru yolda olduğumuzun bir göstergesi. Darısı gelecek Café’lere…
Burada yeni bir makine lansmanı da yapıldı, bir UV inkjet baskı makinesi, PX3000 tanıtıldı. Trillium’dan sonra inkjettesiniz; bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Trillium sıvı toner kullanıyordu. Flint Group’un Xeikon’u satın almış olmasının bunda etkisi olduğu tartışılmaz. Onların katkısıyla know-how’ımızın gelişmesiyle, bir inkjet makineyi de tamamlayıcı olarak düşünüyoruz. Tonerli makinelerin her zaman başarılı olmadığı ‘durable label’ denilen endüstriyel dayanıklı etiketler için UV inkjetin avantajları olduğu tartışılmaz. Dolayısıyla bunun bizi piyasada benzersiz bir duruma getirdiğini düşünüyoruz. Bizi hem tonerli dijital hem UV inkjet ile etiket sektörünün ve ambalaj sektörünün tüm aşamalarına ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir konuma getirdiğini düşünüyorum. Dolayısıyla PX3000 ile UV inkjetin avantajlarını da müşterilerimize sunmaktan mutluyuz.
Makinede 600 x 600 dpi çözünürlük sunuluyor. Bu çözünürlük geliştirilecek mi?
UV inkjet yapı itibarıyla her zaman tonerli makinelerden daha düşük çözünürlüklüdür. Sadece bizde değil, tüm dünyada böyle. Farklı kafalar kullanarak daha yüksek çözünürlükler elde etmeye çabalayanlar var ama biz Kyocera baskı kafaları kullanarak 600 x 600 ile bir giriş yaptık. Bundan sonrası nereye gider, bunu biraz R&D ile görüşüp konuşmak gerekli. Şimdilik bunun yeterli olduğunu düşünüyoruz.
“Türkiye’den ilgi var ama gerçekleşmeye dönük bir hareketlilik yok”
Türkiye’den beklentileriniz var mı?
Türkiye’den ilgi var ama Türkiye’nin problemleri, gelecekle ilgili kaygılar, referandum, siyasi belirsizlik nedeniyle insanlar yatırım kararlarını beklemeye alıyorlar, harcamalarını kısıyorlar. Buna karşılık ilgi var, gerçekleşmeye dönük bir hareketlilik yok.
Xeikon cephesinde uzun bir sessizliğin arkasından gelen bir Sinerji yatırımı söz konusu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Sinerji, boş etiket yaparken çok renkli baskılı etiket üretimine karar veren bir firma. Çok renkli baskılı etikete karar verdiklerinde, konvansiyonel sistemi istemediklerini fark ediyorlar. Doğrudan dijitale girmeye karar veriyorlar ve tanıştığımız nokta da burası. Rakiplerimizle de görüştüler. Ben satış yapmadım; onlar almaya karar verdiler. Bu da beni çok mutlu etti. Tüm bu değişik seçenekler arasından, bizi daha ileri bir görüşme için davet etmiş olmaları benim açımdan, marka (Xeikon) açısından çok iyi bir şeydi ve anlaştık, şu anda makine (Xeikon 3030) yolda.
“Türkiye’de birinin, ‘dijitalin değişken data, veritabanı ile çalışma konusundaki avantajlarını kullanmak istiyorum’ demesi beni çok mutlu ediyor, onlara yardım etmek ve bir başarı hikayesi oluşturmak amacındayım.”
Sinerji bu makine ile neler yapacak?
Piyasadaki etiketçilere rakip olmaktan ziyade, kafalarında daha proje odaklı, değişken data odaklı işler var. Bu da ilginç bir konu. Hepimiz dijital makine satmaya çalışıyoruz. Makine alanlar genellikle kısa tirajlı işlerini gerçekleştirmekte kullanırken, dijitalin birtakım avantajlarını göz ardı etmiş oluyorlar. Türkiye’de ilk defa birisinin, “Benim amacım ‘short run’ çalışmak değil, dijitalin değişken data, veritabanı ile çalışma konusundaki avantajlarını kullanmak istiyorum” demesi beni çok mutlu ediyor. Açıkçası ayırabildiğim kadar zamanımı onlarla bilgi paylaşımı ayırmaya çalışıyorum. Önümüzdeki birkaç yıl içinde rekabete girmeden, belirli bir alanda bir başarı elde etmeleri için yardımcı olmak ve bir başarı hikayesi oluşturmak amacındayım.