Yayınevininin kendi ders, yardımcı ve kaynak kitaplarının yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yayınlarını ve diğer yayınevlerinin kitaplarını basan basımevi, yayın sektörünün yanı sıra dergi ve katalog gibi renkli ticari baskı pazarına da hizmet veriyor.
(Ankara) Koza Yayın Dağıtım A.Ş.’nin Ostim’deki basımevi veb ofset ve tabaka ofset baskı makineleri ve baskı öncesi, baskı sonrası donanımıyla yayın matbaaları arasında güçlü bir konumda. Yılın neredeyse yarısında üç vardiya çalışan matbaa, hem ticari hem de yayın sektörlerine kaliteden taviz vermeden hizmet veriyor.
Koza Yayın Dağıtım A.Ş. basımevinin başında sektörden bilgili ve deneyimli bir yönetici, Engin Gürel bulunuyor. Gürel, yeni kitap sezonu öncesinde sektörün durumu ve sezon hazırlıkları üzerine sorularımızı yanıtladı.
Kitapların yanı sıra dergi ve katalog da basıyor
Şirket hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Koza Yayın Dağıtım A.Ş., çok büyük bir yayınevi. Bu yayınevine bağlı olarak çalışan çok büyük bir matbaası ve bir de animasyon stüdyosu var.
Koza Yayın Dağıtım A.Ş.; okul öncesi, ilkokul, ortaokul gruplarında kendi yazar kadrosuyla yardımcı kitaplar, kaynak kitaplar, destek kitapları yazan; aynı zamanda tasarımını yaparak basan ve piyasaya süren, ülke çapında 250 bayisi olan, öğrenci gelişimine önem veren çok büyük bir yayınevi. Bu yayınevine bağlı olarak çok büyük bir basımevimiz var ve onun başında da ben bulunuyorum.
Her yıl MEB’na ciddi sayıda ders kitabı basıyoruz. Ayrıca ciddi sayıda kendi yayınlarımız var ve bu ikisi için gereken kapasitenin dışında kalan kapasitemizi piyasa için kullanıyoruz.
Kapasitenizin bu işlere göre dağılımı nedir?
Haziran – ağustos döneminde iki buçuk ay kadar yoğun bir şekilde ders kitapları basıyoruz. Ders kitapları eylül ayına kadar okullara yetiştirilmek zorunda. Ağustos’tan kasım ayına kadar hem kendi yayınlarımız hem de piyasadan gelen yayınlar için baskı ve cilt hizmeti veriyoruz. Yılın geri kalanında da piyasaya hizmet veriyoruz.
Günde ortalama kaç kitap üretebiliyorsunuz?
Matbaamızdan günde 110 bin kitap (yumuşak kapak) çıkarabilme kapasitesine sahibiz. Ayrıca ofset bölümümüz de çok yoğun çalışıyor. Yüksek model 5+lak konfigürasyonlu, uzun giriş / çıkış ofset baskı makinemizde piyasadaki birçok dergiyi de basıyoruz. Milli Eğitim sezonu ile beraber Koza Yayın Dağıtım bünyesinde 20 kadar dergi var ve onların basımı da devam ediyor. Piyasaya her türlü ofset baskı hizmetleri de vermeye devam ediyoruz.
Yıl içinde vardiya sayınız nasıl değişiyor? Kaç çalışanınız var?
Vardiya sayısı işe göre değişiyor. Basım öncesinde komple CtP sistemi içeren bir yapı var bünyemizde. Basımevi bünyesinde ofset ve mücellithanede, 50’ye yakın personel var. Genelde MEB yayınları basılırken üç vardiyalı sistemde çalışılıyor. Ama geçen sene Aralık ayına kadar yine 24 saat çalıştık. O anlamda geçen seneyi mutlu bir şekilde kapattığımızı söyleyebilirim.
“Kapasitemiz kadar iş alıyoruz”
Makine parkınızda neler var?
Baskı öncesinde bir Heidelberg CtP sistemimiz var. Baskı bölümünde bir Tensor T-400BE veb ofset baskı makinemiz ve Roland 700 5+lak ofset baskı makinemiz bulunuyor. İki kırım, iki bıçak, bir tel dikiş ve bir de büyük cilt hattımız var.
Bu yoğun dönemde baskı sonrasındaki tek hat ihtiyacı karşılıyor mu?
Milli Eğitim yayınlarını haziran – ağustos aylarında bitirdikten sonra, kendi yayınlarımızı basarken dışarıdan kapasitemizin yeteceği kadar, mahçup olmayacağımız kadar iş alıyoruz ve kapasite sorunu yaşamıyoruz. Birçok matbaa kapasitesinin üzerinde iş alıp piyasada bastırıyor. Ben bunu yapmıyorum. Koza kalitesini aşağıya düşürmemeye çok gayret ediyorum ve kapasitemiz kadar iş alıyorum. Çalıştığımız yayınevleri de kapasitemizi bilerek kitap gönderiyorlar. Şunu söyleyebilirim ki hiçbir müşterimize şu ana kadar bu anlamda mahçup olmadım.
Dergi grubunda eğitim camiası dışından dergiler de var mı?
Beş + lak, 2012 model, yeni makinemiz yaklaşık üç yıl önce geldi. Beş + lak olunca ambalaja da çok uygun bir makine. Ankara’da maalesef lak İstanbul’daki kadar çok basılmıyor. Ben bunu değiştirmek için birçok dergiyi, birçok firmanın ürün kataloglarını, yıllık faaliyet raporlarını hep laklı olarak bastım ve Ankara’da belirli bir müşteri kitlesini laka alıştırdım. Biliyorsunuz lak kullanımı özellikle İstanbul ve özellikel Avrupa’da son derece yaygın. Kurutmalı veb baskıda da silikon buna benzer ve çok revaçta olan bir uygulamadır. Eğitim camiasında bu tarz dergiler pek olmadığından piyasanın magazin dergileri, araba dergileri, mutfak dergileri, kurumların aylık dergileri ile ve ajanslarla çalışıyoruz.
Dijital inkjet ve veb makinelerle ilgilendiniz mi? Bu teknolojilere uygun portföyünüz var mı?
Geçtiğimiz drupa fuarında dijital inkjet veb baskı makinelerini inceledim. Bunlar çok hızlı, az zamanda kişiye özel ve düşük tirajlı kitaplar üretmek için çok uygun makineler. Ama benim portföyümdeki tirajlar halen çok yüksek. Kendi yayınevimiz, çalıştığımız yayınevleri ve MEB dahil olmak üzere, kitaplarının tirajları çok yüksek olduğu için dijital veb teknolojisini kendi işimize uygun bulmuyorum. Ama dijital veb teknolojisi alanındaki ve dijital alanındaki gelişmeler beş sene öncesiyle kıyaslanamayacak kadar hızlı. Günümüzde her geçen gün tirajlar düşüyor. Bu kültür kitapları için de kaynak kitaplar için de geçerli. Bu düşüş devam ettiğinden, gelecekte bu makineler daha efektif olarak kullanılabilecektir. Bu teknolojiler daha yüksek sesle konuşulmaya devam edecektir.
Şu an için gerek işletme maliyetleri, gerek mürekkep ve makine fiyatları çok yüksek. Benim bildiğim; baskı sonrasını da içeren bir sistem aldığınızda makine hızları % 25-30 düşüyor. Bunu drupa fuarında da gördük. MEB yayınları basılırken saatle yarışıyoruz. Kitap tirajları 5 – 10 milyon olunca, ticari değil endüstriyel düşünmek lazım. Endüstriyel bir üretim söz konusu oluyor ve burada sadece makine maliyetleri değil; çalışma saati, arızalar, verilen emek, çıkan ürün; tüm bunları tek tek hesaplamanız gerekiyor. Baskı sonrasındaki bir arıza tüm üretimi durdurabilir ve zamanla yarıştığınız için işinize ağır bir sekte vurabilir.
Zaten bunlar halen geliştirilmekte olan makineler. Devamlı geliştirmeler yapılıyor ve basın bültenleriyle insanlara duyuruluyor. Elimizde halen düzgün çalışan bir ekipman var. Ben biraz daha teknolojinin ve tirajların bizi nereye götürdüğünü gözlemleyip karar vermekten yanayım.
Kitap üretim piyasasına baktığınızda matbaalar için handikaplar, riskler ve fırsatlar nerede?
Koza’nın kendi yayınları matbaamızın kapasitesinin % 20’sini dolduruyor. MEB yayınları için de % 30 kapasite kullandığımızı düşündüğümüzde, kalan yarı kapasitemizle piyasaya çalıştığımız görülüyor. O anlamda hem endüstriyel hem de ticari bir matbaayız. Tabii bu tamamen yayıncılıkla ilgili… Devletin yayınevlerine, kitap basımına uyguladığı politikalarla doğrudan bağlantılı. Her sene müfredatın değişmesi birçok kitabın atılıp yenisinin basılmasına neden oluyor. Türkiye’de yayınevleri arasında ciddi bir rekabet görüyorum. Bu hem kitap fiyatlarına hem de matbaa fiyatlarına yansıyor. Türkiye’de tüm matbaalar sarf malzemeleri anlamında dışarıya bağımlıyız. Kaliteli mürekkep, kağıt, kalıp ve birçok malzeme dışarıdan geliyor. Maliyet anlamında ciddi sıkıntılar var. Bunu düz ofsette de daha çok yaşıyoruz.
MEB kitapları arasında Koza Yayın Dağıtım’ın kendi hazırladığı ders kitapları da var mı?
Evet; Koza Yayın Dağıtım A.Ş.’nin yazarları tarafından yazılmış, Talim ve Terbiye Kurulu’ndan onay alındıktan sonra tarafımızdan hazırlanıp basılan ders kitapları da var.
Yeni Kodak CtP için görüşmeler sürüyor; yeni bir cilt hattı planlanıyor
Yeni kitap sezonu yaklaşıyor; eksik gördüğünüz ve tamamlamak istediğiniz bir ekipman var mı?
Makine parkımızda bir Heidelberg CtP var. Hem ofsetin hem de veb makinenin beslenmesi anlamında ikinci bir CtP düşünüyoruz. Saatte 42 adet kalıp pozlayan bir Kodak CtP için görüşmelerimiz devam ediyor. Baskı sonrasında saatte 5-6 bin kitap ciltleyen 1998 model bir Wohlenberg vilt hattımız var. Önümüzdeki sezon için saatte 8-9 bin kitap çıkaracak, daha hızlı ve güçlü bir kapak takma hattı düşünüyoruz.