Aras Grup kanalı ile SBL 1060 SE kesim makinesine yatırımı yapan firma karton ambalaj alanında da müşterilerinin yüksek kalite ihtiyaçlarına cevap verebiliyor.
Bursa’nın kalite, makine parkı, donanım ve anlayış olarak önde gelen matbaası Furkan Ofset yeni bir kulvarla hizmet yelpazesini genişletti. Ticari baskıda geçtiğimiz yıllarda Fogra sertifikası ile kalitesini belgeleyen firma, yaptığı yeni yatırımlar ile karton ambalaj baskı hizmeti de vermeye başladı. Bu yılın ilk aylarında başlatılan bu yeni yönelim, son aylarda yapılan kurulumlarla perçinlenmiş durumda. Drupa sonrasında yatırım kararını netleştiren Furkan Ofset SBL 1060 SE kesim ve ayıklama makinesi ve Omega katlama yapıştırma makinesi yatırımı ile bu alandaki eksiklerini tamamlamış oldu.
Furkan Ofset’in Yalova Yolu üzerindeki tesislerinde matbaanın İşletme Müdürü Mustafa Demir, firma sahibi Murat Eryağan ve Aras Makine Genel Müdürü Hamdi Kaymak ile SBL 1060 SE yatırımını ve süreci konuştuk.
Yeni yatırımlarınız SBL 1060 kesim makinesi ve Omega katlama yapıştırma makineleri ile karton ambalaj hattınızı tamamladınız. Bu süreç nasıl başladı ve gelişti, makinenizin özellikleri neler?
Mustafa Demir: Furkan Ofset 1986 yılında kurulmuş, 31 yıllık, matbaacılığın Bursa’da bayraktarlarından olan bir firma ve ticari matbaacılık dediğimiz alanda branşlaşmış bir işletme. 2016 yılı başı itibari ile konjonktürel gelişmeler ve Furkan Ofset’ in kendi gelecek planları itibari ile ikinci bir üretim hattı açılması kararı alandı. Yöneticilerimizden oluşan 7 kişilik bir ekiple Drupa’yı ziyaret ettik. Ambalaj alanına dönük arayışlarımızda baskı ile ilgili bir eksiğimiz yoktu. Mevcut baskı makinemiz hem ticari baskı tarafında hem de ambalaj baskısı tarafında ihtiyaçlarımıza cevap veren, iş çeşitliliği yüksek bir makine. KBA’nın 5+lak Rapida 106 makinesini kullanıyoruz. Dolayısı ile baskı sonrası ile ilgili bir yatırım ihtiyacımız vardı ve bünyemize bir kesim ve bir de yapıştırma makinesi katmayı hedeflemiştik. Kesim makinesi ile ilgili çeşitli araştırmalar yapıldı. Drupa’da SBL standını da ziyaret ettik ve makineleri inceledikten sonra bizde olumlu bir izlenim bıraktı. Açıkçası ilk etapta SBL ile ilgili bir tercihimiz yoktu. Daha bilinen markalar üzerinde duruyorduk. Ancak fuardaki sunum bizi etkiledi. Türkiye’ye döndükten sonra çeşitli referans araştırmaları yaptık, brifler aldık, SBL ile ilgili daha net bir kanaatimiz oluştu. SBL’in ebadının da baskı makinemizin ebadının aynısı (1060) olması bizim SBL’den yana karar vermemizi kolaylaştırdı.
SBL’i kurduktan hemen sonra bir katlama yapıştırma makinesi ihtiyacı doğdu. O yatırımımızı da yaptık.
Hamdi Kaymak: Bu modelde makas ayıklaması da var. Bu, SBL’de standart bir özellik. Bir çok makinede bu özellik yoktur, ya da opsiyonel olarak eklenir. Ama SBL’de standart olarak sunuluyor. Ebat olarak 106 cm karton işleyebiliyor. En küçük ebat ise 35×40 cm.
Murat Eryağan: Makas tarafından tabaka tutulduğu için bu taraftaki kısım ayıklanmamış oluyor. Bunun için bir aparat yapılmış. Tabaka çıkışa gönderilirken makas tarafındaki bu kısım yukarıya bir bant üzerine alınıyor ve yandan dışarı atılıyor. Kesilmiş iş tamamı ayıklanmış olarak istife aktarılıyor. Ama bunun için işin aralıklarının ona göre ayarlanmış olması gerekiyor. Kağıttan, bıçaktan tasarruf etmek istediğinizde bu pek mümkün değil.
Mustafa Demir: Ambalaj işinde marjlar farklı. Ticari baskıda katma değer oranı nispeten daha yüksek: Ham madde oranı yarı yarıya diyebiliriz. Ambalajda ise bu oran çok daha yüksek. Dolayısı ile bu alanda fireler kat be kat önemli. Buradan hareketle ayıklama, ham madde (karton) maliyetine göre bir tık arkada kalabiliyor. Kartondan sağlayacağımız rasyonel verimlilik daha önemli. Zamanla bu konularda da bir iyileştirmeye gidilecektir.
Bu ikinci kulvarı açıp SBL yatırımınızı da yaptıktan sonra iş üretme hızınızda ve maliyetlerde durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mustafa Demir: Bursa bir sanayi şehri. Ciddi bir potansiyeli var. Buradan ciddi sayıda ambalaj işi İstanbul’a gidiyor. Bizim baskı teknolojimiz bugün olduğu gibi geçmişte de çok yüksekti. Herhalde bu açıdan Türkiye’deki iyi matbaalardan biriyiz. Bildiğiniz gibi Fogra sertifikamız da var. Baskı esnasında üç dört farklı ölçüm sistemi kullanıyoruz. Bununla ilgili Skor adlı bir yazılımımız da var.
Murat Eryağan: Bizde bütün işler baskı esnasında ölçülerek değerlendirilir ve bunların raporları her gün bize gelir. Sapmalar kabul edilebilir değerleri geçerse müdahale edilir. Burada üç renkle operatörler uyarılır. Sarı ve turuncu renkler işteki renk sapmalarını gösterir. Turuncu kabul edilebilir değildir. Yeşil işin doğru basıldığının ifadesidir ve onun da tonları vardır. Bütün baskı işlerimizde skorumuz % 95’leri yakalıyor.
Mustafa Demir: Baskıda belirlenen parametrik değerler % 85’in altına düşerse baskıya devam edilmez. Bu iş herhangi bir insert işi bile olsa bu değerlerin altında basılamaz. Furkan Ofset’ in 31 yıllık geçmişinde bu süreç böyle gelmiş ve devam ediyor. Sürdürülebilirlik adına kalite odaklı bir bakış açısı işletmenin girişinden çıkışına kadar her noktada oturmuş durumda; bu bir kurum kültürü kimliğine dönüşmüş.
Ambalaj tarafında daha önceleri fazla iş yapılamamasının en önemli sebebi araya ikinci üçüncü tedarikçilerin girmiş olması. İş bizde basılıp dışarıya baskı sonrası işlemleri için gönderilmiş ya da zaman zaman el işçiliğine dayalı üretim yapılmış. Kimi zaman araya sadece ara nakliye maliyetinin girmesi bile bizim o işi alamamamıza neden olmuş. Şimdi ciddi bir avantaj yakalamış durumdayız.
Örneğin akşam eve giderken ekmek alacaksak, aynı yerde kuruyemiş veya çocuğun ihtiyacı olan kalem varsa, hepsini bir yerden alıp çıkmak istiyoruz. Çünkü bu ihtiyaçlar için birçok yere girip çıkmak; zaman ve emek harcamak istemiyoruz. Aynı şekilde firmalar da ihtiyaçları için paket hizmet almak istiyorlar. Biz de şu anda bu paket hizmeti verebilecek noktaya geldik. Burada çok ciddi bir avantaj yakaladığımızı düşünüyorum. Çünkü ham maddeyi herkes aynı kaynaklardan alıyor. Bizden ucuz ya da pahalı alanlarla aramızda tonda 50 Avro civarında oynamalar olabilir. Ama diğer üretim maliyetleri daha önemli. Biz şu anda bunları minimize etmiş durumdayız. Matbaaya ham madde girip bitmiş ürün olarak çıkabiliyor. Bunun meyvelerini artık toplamaya başladık. Biliyorsunuz ticari matbaacılık daralıyor ama ambalaj cephesi her geçen gün büyümeye devam ediyor. Biz asıl bildiğimiz katalog işini bırakmayacağız. Buna sonuna kadar devam edeceğiz. Bu bizim gözemiz ve iyi de yaptığımız bir iş. Ancak dünya yenileniyor ve kendini yenilemeyen de maalesef yok olup gidiyor. Bundan mütevellit ambalaj alanında da branşlaşıyoruz.
SBL’in devreye girmesi size neler kazandırdı?
Mustafa Demir: SBL yatırımı öncesinde kesim için 50 x 70 kazanlıları kullanıyorduk. Bastığımız işi ikiye bölüp öyle kesiyorduk. Bu makinelerin saatteki hızları 2500 – 3000 civarında olabiliyordu. SBL’in saatteki hızı 8000 ve yeni bir makine olduğu için herhangi bir arıza ve üretim kaybı sorunu yaşamıyoruz. Bu aynı işin yaklaşık 1/8 sürede bitirilmesi demek. Bu verimlilik adına çok ciddi bir kazanım. Biliyorsunuz ambalajda tirajlar yüksek. Biz daha önce butik iş yapan bir matbaa idik. Tirajlar ortalama 5 bin adetin altındaydı. Ambalajda ise milyon adetler konuşuluyor.
Ambalaj şu andaki ciro ve iş hacminiz içinde ne oranda yer alıyor?
Mustafa Demir: Bu durum ay ay farklılık gösteriyor; bizim iş verimliliğimizi etkileyen önemli faktör fuarlar. Hem Bursa’daki hem diğer metropollerdeki tekstil, otomobil ve mobilya fuar dönemlerinde müşterilerimizin katalog ihtiyaçları artıyor. Bunlar sonbaharda başlayıp ilkbahara kadar sürebiliyor. Bu dönemlerde çok yoğun katalog üretimimiz oluyor. Geriye kalan 9 aylık süreç ambalaj üretimi için ciddi bir potansiyel. Katalog işlerinde termin sıkışıklığı kaynaklı baskı altında çalışıyoruz. Ambalajda ise daha planlı ve zamana yayılmış bir çalışmayı sürdürme olanağımız var. Beklentimiz, fuar dönemleri hariç ambalaj işlerinin kapasite kullanımımızı arttırması. İkinci bir baskı makinemizin olması da iş çakışması hususta elimizi rahatlatıyor.
SBL kesim makinenizde yaldız tertibatı var mı ve mevcut müşterilerinizden karton ambalaj ihtiyaçlarına da cevap vermeye başladıktan sonra nasıl tepkiler aldınız?
Mustafa Demir: SBL makinemizde yaldız tertibatı yok ancak yaldızı kendi bünyemizde yapabileceğimiz farklı alternatiflerimiz mevcut.
Bursa, ahilik kültürü olan bir şehrimiz. Kendi içinde dayanışması diğer büyük şehirlere göre daha fazla. Bursa müşterisi kendi sınırları içerisinde hizmet almayı tercih ediyor. Ama fiyat konusunda da diğer alternatiflerin üzerinde olmasını istemiyor. Ben zarar etmeyeyim ama benim hemşerim kazansın düşüncesi var. O açıdan bir avantajımız var. Ziyaret ettiğimiz müşterilerimizin hemen hemen tamamı açık olarak İstanbul’dan aldıkları fiyatı, termini ve ödeme vadesini belirtiyorlar ve ‘siz de bunları sağlayın sizinle çalışalım’ diyorlar. Bakış açısı bu. Dolayısıyla biz 7 24 çalışabilecek bir potansiyele sahibiz. Furkan Ofset hem geçmişi itibari ile hem de daha önce yaptığı işler itibari ile rüştünü ispat etmiş olduğu için pazardan çok ciddi bir pay alacaktır.
Murat Eryağan: Geçmişte firmalar karton ambalajda kaliteyi çok ön plana çıkarmıyorlardı. Ama artık kalite çok aranıyor. Mesela bir müşterimizin işini bize vermesinin tek nedeni, ‘benim kutularımın hepsinin rengi aynı olsun. Ben rafta farklı bir renk görmek istemiyorum’ söylemi. Bunu yapabilecek de Bursa’da Furkan Ofset var.
Sırada kalite kontrol makineleri yatırımları mı var?
Murat Eryağan: İş olsun da biz de yatırımlarımızı yapalım. Bu memleket bizim memleketimiz. Yeni yatırım yapmaktan zevk alıyoruz. Tabii handikaplarımız da var. İşte yeni yatırım yaptık ama döviz aldı başını gitti. Ama biz yola devam ediyoruz.
Pazarlamada firmanızda neler değişti. Ambalaj farklı bir alan?
Mustafa Demir: Ambalaj hizmeti verme kararı aldıktan sonra öncelikle bir pazar araştırması yaptık. Bu işe girersek hangi sektörlerden hangi tür kutu işlerini alırsak bizim için rantabl olur, onu araştırdık. Bu doğrultuda bir rapor hazırladık. O dönemde pazarlamadan bir arkadaşımızı sadece piyasa araştırması için görevlendirdik. Çeşitli sektör firmalarını yaklaşık 6 ay boyunca ziyaret ettik. Örneğin 1 ay fırınları, pastaneleri dolaşıp unlu mamuller üretenlerin kutu ihtiyaçlarını araştırdık. Bunu Bursa’da ve İstanbul’da yaptık. Bu işleri kimler, hangi birim fiyatlara yapıyor, bu işlerin cirosu, vadesi, batağı nedir doğrultusunda araştırma yaptık. Sonunda bu sektörün bizim için tercih edilip edilmeyeceğini tespit edip bir kenara koyduk. Sonra otomotiv yan sanayi sektörüne, diğer sektörlere baktık. Ondan sonra bizim neye ihtiyacımız olduğunu belirledik. Kesim makinesinin özellikleri şu olsun. Yapıştırmamızda şu özellikler olsun dedik. Yani oturduğumuz yerden yatırım kararı vermedik. Dolayısıyla şu anda pazarlamadaki arkadaşlarımızın elleri güçlü. Nereye gideceklerini, nereye gitmeyeceklerini biliyorlar. Ellerindeki teknolojinin hangi sektörler için daha uygun olduğunu biliyorlar. Bu çok ciddi bir avantaj.
Bu süreçte İstanbul’dan bir firmadan ambalaj pazarlaması için 1 yıl boyunca bir danışmanlık hizmeti de aldık. Bir ar-ge birimi kurduk. Bunlar için ciddi bedeller ödedik. Sırf kervan yolda düzülür mantığı ile hareket etmeyelim diye…
Bizim gibi KOBİ niteliğindeki firmalar bazı şeylere yola çıkınca karar veriyorlar. Biz bunun dışına çıktık. Şu anda da bu çabalarımızın avantajını kullanıyoruz. Adı konulmuş bir projemiz var, kimin nereye gideceği, kime ne üreteceğimiz belli. Pazarlama birimimize takviyeler yaptık. Bu iş için 3 arkadaşımızı istihdam ediyoruz. Onların portföyleri de belli.
Ön araştırmalarımızda, firmaların hangi fuarlara katıldıkları, ne zaman katıldıkları, ne siparişler aldıkları, kimlerle çalıştıkları gibi verileri de derledik. Firma sahip ve satın alma personellerinin kimler oldukları, nelerden hoşlandıkları gibi bilgileri de derledik. Bu doğrultuda iyi bir veri bankası var elimizde. Onun için de pazarlamadaki arkadaşlarımızın nokta atışı yapma ihtimalleri çok yüksek.
Bizim bu denli detaylı bir ön çalışma yapmamızın sebebi İstanbul’la rekabet etmek durumunda olmamız. Hedefimiz sadece Bursa olsa zaten Furkan Ofset bir marka. Ticari baskı ve ambalaj işi olanın Bursa’da aklına ilk ya da ikinci geleceği matbaayız. Ama İstanbul firmaları ile rekabet etmek durumundayız. İstanbul matbaaları tedarik ve servis açılarından bizden daha avantajlılar. Mesela servis ihtiyacımız olduğunda göreceli olarak bir gün fazladan kaybedebiliyoruz. Dolayısıyla bizim İstanbul’la rekabet edebilmemiz için bazı şeyleri farklı yapmamız lazım. Bunun bedellerini de ödüyoruz.
Bizim Denizli’de de büyük müşterilerimiz var. Oraya da hizmet veriyoruz. Ürettiğimiz kutularda renk dalgalanmaları olmadığı için, Denizli’de de ciddi bir dışarıya iş vermeme alışkanlığı olmasına rağmen önemli müşteriler kazandık ve onlara hizmet vermeye devam ediyoruz. Tekstil firmaları daha önce böyle tutarlı bir hizmet almamışlar.
Hamdi Kaymak: Anadolu’da Furkan Ofset bir farklılık yarattı. Makine özellikleri, üzerlerindeki opsiyonlar, konfigürasyonlar İstanbul dahil bir çok büyük matbaada tercih edilmemiş olan özellikler. Bu noktada Furkan Ofset’in makine parkında tamamlayıcı olmak üzere bir kesim makinesinde olması gereken tüm özellikler SBL 1060 SE’nin üzerinde mevcut. Bu alanda otomasyondaki en üst nokta neyse Furkan Ofset genel anlamda tüm yatırım tercihlerinde onu gözetiyor. SBL de o anlamda ful donanımlı bir kesim makinesi. Bu makineyi kullanan firmalara ikinci makineler de kuruldu.
İhracat gündeminizde mi?
Mustafa Demir: Hali hazırda ihracat yapıyoruz. Uluslararası akreditasyonlarımız mevcut. Orta ve uzun vadede bu sahayı daha aktif kullanmayı planlıyoruz. Çalışmalarına hız verdiğimiz e-ticaret sitelerimiz de bunun önemli ayaklarından birisini teşkil edecektir. Şunu iyi biliyoruz ki ihracat; büyüme hızını pozitif evirme hedefi olan firmaların, sürekli üzerinde mesai harcadıkları önemli bir pencere olmuştur.
Fuarlara katılıyoruz. Doğrudan stant açarak katıldığımız fuarlar olduğu gibi, müşterilerimiz dolayısıyla oralarda stant açmış gibi çok emek harcadığımız fuarlar da var. Mobilya, inşaat, otomotiv gibi alanlardaki fuarlara iştirak ediyoruz. Bunun dışında üyesi olduğumuz ticari kuruluşların fuar çalışmalarına da katılıyoruz.
Eğitim ve personel konusunda
sorun yaşıyor musunuz?
Mustafa Demir: Sektörde en fazla sıkıntı çektiğimiz alan personel ve eğitim alanı. Makineyi almakla iş bitmiyor. Anadolu’da personel meselesi ciddi sorun. Birini bulsanız bile ikame edecek ikinciyi bulamıyorsunuz. Biz bu sorunu üniversitenin ilgili bölümlerinden mezun arkadaşları bünyemize alıp kendi içimizdeki oryantasyon eğitimleri ile çözmeye çalışıyoruz. Bünyemizde bir teknik ekibimiz var. Yeni bir yatırım yapıp yeni bir makine kurulduğunda önce bu çekirdek teknik ekibimiz eğitim alıyor. Bu yaklaşık bir haftalık bir eğitim oluyor. Daha sonra içerde o işe en uygun olan elemanlarımız seçilerek bu teknik ekip tarafından eğitiliyor. Bu daha uzun bir süreç. Bizde bir arkadaş sadece bir makine kullanmaz. İzin ve vardiya durumları göz önüne alınarak bir makinede birden fazla arkadaşımız görev ve eğitim alır. Bir personel en az iki ya da üç makine kullanır. Bir makine birinci makinesidir, diğerleri ikinci ve üçüncü makinesidir. Bir personel yetkinlik listemiz var. Arkadaşlarımızı bu şekilde ikame edebiliyoruz.
Bizim çalışma arkadaşlarımız iş yerinden mutlu çıkarlar. Ülkemizde çoğu işyerinde insanlar metazori çalışıyor. Bizim gerçekten farklı; sahiplenmeleri çok üst seviyede. Böyle bir ekiple birlikte çalışmaktan biz de memnunuz.
Bundan sonra hedef ne? Ambalaja girince mekan kullanımı da değişiyor. Daha havaleli malzeme işleniyor. Mevcut yeriniz yetecek mi?
Murat Eryağan: Bulunduğumuz yer Bursa Yalova Yolu üzerinde. Ama böyle işlek, cadde üzerinde bir yerde olmamız gerekmiyor. Önümüzden metro geçecek ve buralar çok değerlenmiş durumda. Sokaktan gelen adam da bize gelmediği için burada durmamız anlamlı değil. Hemen yanı başımızda Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi var. Uzun vadede bir sanayi bölgesine gitmemiz gerekecek. Ama bu bir süreç ve bu süreci basamak basamak gitmek daha doğru. Dünya ve Türkiye’nin şartları her gün değişiyor. Günümüzde değişim çok hızlı. Bir 10 yıl sonra baskının gideceği yeri tahmin etmek bile zor. Sektörde ciddi bir değişim var. Bu değişim bir takım sıkıntıları da beraberinde getirecektir.
Mustafa Demir: Bir avantajımız da Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde bir şirketimizin daha olması. Oradan lojistik destek alabiliyoruz ve bize çok yakın. Ayrıca mevcut yerimizde ihtiyaç olduğunca yer açmamız da mümkün.