Met Etiket, ekonomik ve siyasi belirsizliklerin gölgesinde geçen Sign İstanbul 2016’da mevcut ve yeni ürünlerini sergiledi.
Aras Grup şirketlerinden Met Etiket, Sign İstanbul 2016 – 18. Uluslararası Endüstriyel Reklam ve Dijital Baskı Teknolojileri Fuarında Expada Jet-i 1802 gibi eko-solvent dijital inkjet baskı makinelerini sergiledi ve baskı altı ve diğer reklam malzemelerini tanıttı.
Met Etiket Genel Müdürü Mustafa Kibar, fuarda sorularımızı yanıtladı.
Genel olarak Sign İstanbul’u nasıl değerlendiriyorsunuz? Neler getirdiniz ve ziyaretçi ilgisi nasıl?
Ekonomik şartlar kimsenin yatırım yapmasına müsaade etmiyor. Fuar da bunun göstergesi. Yıllardır bu sektöre iki fuar fazla deyip durduk ama kimse dinlemedi. Ekonomi düzelmediği sürece bu böyle devam edecek. Malzeme satışları devam ediyor ama makine yatırımına, özellikle pahalı makinelere kimse yanaşmıyor. Biz de her keseye uygun, ucuz ama kaliteli makineler getirdik. Fuar sonrasında değerlendirmemizi yapacağız.
Çin’den kendimize göre ilaveler yaparak, modifiye ederek eko solvent Expada markalı iyi bir makine getirdik. Aynı firmanın diğer makinelerinde bizdeki makinede bulunan donanımlar yok. İngiliz malı, kokusuz ve kaliteli bir boya kullanıyoruz. Fuarda ilk kez sergileniyor. Bünyemizden çıkan 12. makine oldu. Sergilenen makineler de fuar sonrası gidiyor. İnsanlar iş yapıyorlar ama tahsilatta zorluk yaşadıklarından, gelecek ümit vermediği için pahalı makine almak istemiyorlar. Birçok ithalatçı bazı şeylerden vazgeçti. Depolarında bazı mallar yok. Ürün getirmekte zorlanıyorlar. Bankalar kredileri zorlaştırdı. Dengesiz bir ortamdayız. Düzelir diye bekliyoruz.
Kağıt tarafında durum nasıl?
Ana ürünlerimiz Ivory ve kitap kağıdı. Onlarda talep her geçen gün artıyor. Herhangi bir sıkıntımız yok. Ama diğer ürünlerde biraz geriye çekildik. Aslında şu anda matbaacılığın sezonu ama sezon nasıl geçecek kimse bilmiyor.
Folyo cephesinde durum nedir?
Folyo cephesinde Poli-tape ile Dubai’de bir görüşmemiz olmuştu. Sonra ürünlerini getirmeye başladık. Piyasada talep gördü. Renklilerini de getirmeye başladık. Renklilere de talep artmaya başladı.
Mactac ile ilgili bir değişiklik var mı?
Mactac’ı Avery Dennison aldı ama şu anda herhangi bir değişiklik yapmadı. Önümüzdeki sene onlar da ne yapacaklarına karar verirler.
Neenah’ı satmaya devam ediyorsunuz?
Önce Fibermark, sonra Neenah oldu, şu anda Lahnpaper markasıyla satıyoruz. Fibermark olarak ABD, İngiltere ve Almanya’da fabrikaları vardı. İngiltere’deki fabrikasıyla pasaport kapaklarının, sırt bezleri ihalelerine giriyorduk. ABD fabrikası sıkıştırılmış plastik gibi karton imal ediyorlar. Almanya fabrikası da suya ve rutubete dayanıklı ürünleri üretiyordu. Biz Almanya ve İngiltere ile çalışıyorduk. Sonra fabrika el değiştirdi. El değiştirmeden önce fabrika bir hayli güç durumdaydı. Biz fabrikanın ürününü megalight’lara uygulamaya başladık. Onları Türkiye’ye çağırdık ve nasıl yaptığımızı gösterdik. Fabrika şimdi ürününü tüm dünyaya satıyor. Onlara bir kanal açmış olduk. Türkiye’de bir hayli oturdu. Çünkü döner panolarda eskiden en düşük gramajlı vinil kullanılıyordu. Bizim ürünümüz % 80 selüloz, % 20 fiber esaslı bir ürün ve sürtünmeye ısıya ve neme dayanıklı. Baskıyı kağıt gibi algılıyor. Değişik çeşitleri var; oranları % 50 – 50 olan bir türü de var ve ancak UV baskı tutuyor. Yırtılmıyor ve çok dayanıklı bir ürün.
Kanvaslarda ve ışıklı kumaşlarda piyasanın seyri nedir?
Işıklı öne çıkacak. Onu bir Kore firması Starflex ile ve M-flex adlı bir firmamızla çözüyoruz. Yerli üreticilerimiz de üretiyorlar. Sanat işleri kanvas ile çözülüyor. Piyasası stabil devam ediyor. Açıkhava reklamcılığı ise her geçen gün pazardan pay alıyor.
Yabancı ziyaretçi düzeyi nasıl?
Yabancı ziyaretçi az. Türk ziyaretçi yok ki yabancı olsun.
Fuarın gelecek yıl beş güne çıkarılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bugün reklam sektöründe ağırlıklı olarak Çin malları kullanılıyor ve üreticiler mutlaka Çin’e gidiyorlar. Alabildikleri kadar, bazen iki – üç kişi ortak olarak Çin’den konteyner bazında mal getiriyorlar. Fuarlar onlar için cazip değil. Zaten makinelerde de pek yenilik yok. Aksesuarları ve renkleri değişiyor, farklı bir şey yok. Avrupa’da matbaalar için dijital öne çıkmaya başladı. Matbaacılık fuarıyla birlikte yapılacağı için gün sayısı artıyor.
Geniş formatta matbaalara dönük aktivitelerinizde artış var mı?
Matbaaların en büyük sorunu ufak çaplı posterler. Mahalli bir sanatçı beş poster istiyor ve matbaalar bunu yapamıyorlar. Burada copy center devreye giriyor. Öte yandan ihaleler de matbaa / dijital diye ayrılmıyor. Bu yüzden matbaalar da dijitale girmeye başladılar.
Önümüzdeki aylara ilişkin beklentileriniz nedir?
Moody’s yatırım itibarıyla ülkemizi açığa aldı. Bu bizim ekonomimizi çok etkileyecek. Sıcak paraya ve yatırıma ihtiyacımız var. Bunları yapamayacağız. Bankalar aldıkları sendikasyon kredilerini yenilemiyorlar. Türkiye ithalatla dönüyor. İthalatın önüne bir sürü engeller çıkacak. Kredi alamayacağız. Zaten bütün mal varlığımız müşterinin üzerinde. Onlar bize ödemeyecekler. Allah sonumuzu hayır etsin!..