Yalım Araser (Xeikon Türkiye Genel Müdürü);
Xeikon standında Xeikon Türkiye Genel Müdürü Yalım Araser, Xeikon Türkiye Distribütörü Nova Baskı Sistemleri Yöneticisi Sabri Dizmen ve Nova’ya Danışman olarak yeni katılan Öncü Güyer ile sohbet ettik.
Xeikon Türkiye’nin yeni yapılanmasından sonra drupa ikinci büyük organizasyon. Yeniden yapılanma sürecinde o günden bugüne ne değişti? Fuarda Xeikon Trillium’u çalışır durumda sergiliyor. Tepkileri, geri bildirimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Y. Araser: Nova Baskı ile iş birliğimizi biliyorsunuz. Nova Baskı’ya Öncü Güyer’in katılımıyla beraber Nova Baskı kendisini dijital baskı konusunda birkaç adım ileriye taşımış oluyor. Doğru bir insan yatırımı, doğru bir adım olduğunu düşünüyorum.
Xeikon’da teknolojik yeniliklerimiz var. Bunlardan biri Trillium One. Trillium One’a, hem dünya basını hem de otoriteler tarafından büyük bir ilgi var; oldukça iyi karşılandı. Teknolojimize inanıyoruz, güveniyoruz ama tabiî ki gerçek tepkileri daha sonradan öğreneceğiz.
Fuardaki tepkilere gelirsek, Türkiye’den gelen misafirlerimizin hepsi Trillium One’ı çok beğendiler. Fiyatı da her zaman olduğu gibi pahalı bulundu.
İki milyon avro gibi bir rakamdan söz ediliyor, değil mi?
Y. Araser: Evet ama şöyle bir gerçek var. Burada üstüne basa basa söylüyorum: Türkiye’de kiminle, hangi konuda konuşursam konuşayım, ilk aldığım tepki ‘çok pahalı’. O yüzden bu çok ciddiye aldığım bir şey değil. Çünkü konumlandırdığımız yer itibarıyla zaten o işe sahipseniz, kendi parasını çıkartıp üstüne size para kazandıracağı hesabı üzerinden geliştirilmiş bir teknoloji. Trillium One 60 metre/ dakika hızla 50 cm eninde, 1200 dpi çözünürlükle, çerçevesiz sonsuz baskılar yapıyor. Bunlar zaten bizde standart özellikler. Bu makinede hiçbirinden taviz vermedik. Hızı – şu anda tarih veremiyorum ama – zaman içerisinde 90 ve 120 metre dakikalara çıkartmak mümkün. Makinenin medya kullanımı da zamanla çeşitlendirilecektir.
Bir başka yeniliğimiz, Xeikon 9600. Daha önce Xeikon 8000 serimizi 8500, 8600, 8800 ile devam ettirmiş; sonra 8800’ü 9800 ile yenilemiştik. Şimdi 9800’den 9600’e ve 9000 serisine gidişimiz var.
Yani özellikleri eksiltilerek mi alt modeller geliştiriliyor?
Y. Araser: Hızı düşürerek biraz daha ulaşılabilir fiyatlarla daha avantajlı seçenekler sunmak istiyoruz.
Bunun dışında yine yenilik olarak katlamalı karton ambalaj için Xeikon 3500 baskı makinesi ve FDU kesim ünitesiyle çözüm sunuyoruz. FDU tabaka kesim ünitesi kesiyor ve temizliyor. Üç adımda kesim yapıyor. Konvanbsiyonel kesimde yüksek tonajlı basınç uygulamak, çok yer kaplayan bir kesim kalıbı, bıçak gerekiyor. FDU; dijital karton baskısında bizimle çalışmak isteyen müşteriler için, daha küçük alandaki bıçakla bıçak maliyetlerini minimize etmek adına geliştirilmiş yenilik. Çok yüksek prese ihtiyaç yok, kesim üç adımda yapılıyor. Makineyi rakiplerimizin sonlandırma makinelerine kıyasla fiyat avantajı olan bir yere konumlandırdık. Türkiye’deki tahta bıçak maliyetlerinin çok önemli seviyelerde olmaması bunun Türkiye için çok önemli bir satış argümanı olmasını engelleyici bir faktör. Ama kuşkusuz Avrupa’da bu bir argüman.
Labelexpo’dan bu yana sloganımız olan, “Direct Dedicated Digital’i burada da devam ettiriyoruz.
Bir başka yenilik, yine Labelexpo’da üzerinde durduğumuz Fusion teknolojisi. Bu teknoloji, farklı alanlardaki dijital makineleri beraber çalıştırmak; müşterilerimize ve de iş ortaklarımıza tamamen dijital çözümler sunabilmek adına yola çıktığımız bir proje. Fusion’u teknoloji konsepti olarak sunuyoruz. Halen farklı dijital teknolojilerde kontrol edebilir durumdayız. Halen başarılı, satılabilir durumda ama tam olarak başarılı olduğumuzdan emin olmak istiyoruz. Şu anda konsept olarak sunuluyor.
Türkiye’den ziyaretçiler neler talep ediyorlar?
Y. Araser: Türkiye’nin içinde bulunduğu genel durum itibarıyla drupa’nın Türkler açısından sönük geçeceği beklentisi ile geldim. Önceden alınmış birtakım randevularım, yapılacak işlerim, beklediğim önemli toplantılarım vardı ama bunun dışında tamamen beklenmedik, hatta tanışmamış olduğum insanlardan büyük ilgi gördük. Keyifli toplantılar, stant turları yaptık. Sadece ambalaj sektöründen değil, doküman baskıları yapanlar tarafından da ilgi gördük. Bu ilgiyi – bunu sadece kendi markam için söylemiyorum – Türkiye’de çok uzun yıllardır beklediğimiz dijital devrimin artık kapımızı çaldığının göstergesi olarak algılıyorum. Bu ilgi bana Türkiye’deki baskıcıların artık çok daha ciddi bir şekilde bazı şeylerin farkına vardıklarını düşündürüyor. Gelen ziyaretçiler ve onların soruları, dijitale ilginin ciddi bir seviyeye ulaştığının göstergesi. İlgi sırf meraktan ibaret değildi, sorulan altı dolu sorular vardı. Bu çok hoşuma gitti. Bu görüşmelerin ticari olarak satışa dönüp dönmemesi önemli değil; bu ilginin şu anda piyasamızda var olması ve ciddi bir boyutta ortaya çıkması beni çok mutlu ediyor.