Sadettin Kaşıkırık (Oluşur Basım)
“URGE projesinde, sektör olarak birlikte hareket edebileceğimizi gördük.”
DSCOOP buluşmasının konuk katılımcıları arasında Tel Aviv’e gelen Oluşur Basım Hizmetleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Kaşıkırık, sorularımızı yanıtladı.
DSCOOP etkinliğinden beklentileriniz nelerdir?
İlk kez katılıyorum. Farklı üretim ve farklı ürünler ya da kişiye özel ürünlerin yanı sıra, yeni mentaliteler, dijital tekniklerle birleşince neler oluyor; bunu görmek istemiştim. Sunumların da etkisi oluyor. HP’nin yeni ürünlerini görmek, Drupa öncesi bilgilendirme ve vizyonun ne yöne gittiğini görmek yönünden de faydalı olduğunu düşünüyorum. Makinelerin teknik donanımları, satış rakamlarına bakılırsa yeterli.
Dijitalin geniş format tarafına girmiştiniz, sonra çıktınız.. Bu alana girme düşünceniz var mı?
Ticari işlerin tirajların az ve çeşitliliğin fazla olmasından dolayı, tüm ticari matbaalar gibi bizim de dijitale girmemiz gerekiyor. HP Indigo dışında iki makine daha var: Heidelberg’in ve Komori’nin Konica Minolta ile beraber geliştirdiği makine var. Bu makineler inkjet baskı sistemiyle çalışıyor. Bizi inkjet mi ileriye taşıyacak; yoksa Indigo’nun sıvı toneri mi, buna bakmak lazım. Tabii yazılımlar da önemli. Bunlar uzun vadeli iş birlikleri ve hangi aksa doğru yol alacağımızı Drupa’da göreceğiz.
Drupa’dan önce yatırımınız netleşecek mi?
Drupa’ya bu kadar kısa süre varken, ikinci kez kontrol etmeden karar vermek doğru olmaz. Konuyla ilgili ekip arkadaşlarımın da görüşlerini alarak, nihai bir değerlendirme yapacağız.
Ofsette UV tarafı nasıl gidiyor? Küçük makineyi de elden çıkarmıştınız…
HP ve Xerox gibi markaların ürünleri kabul edilebilir kalitede küçük ebat baskılar yapıyorlar ve bu piyasada küçük ebatla devam etmek doğru değildi. Ama dijitalde en az 50×70 veya daha büyük bir makine olmalı. Çünkü aldığımız makine ile uzun soluklu, beş altı yılı konuşabilmeliyiz.
Ticari baskı alanında bir yatırım mı planlıyorsunuz?
Ticari baskı ama bunun yanında inkjetle ilgili bir ambalaj yatırımı da olabilir. Biz baskı öncesi mazisi olan bir firmayız ve yazılımları çok iyi kullanan, rengi çok iyi bilen insanlar var. Oluşur kurulalı 30 yıl oldu ve bugün dijital ile belki yeniden bir yapılanmaya gidebiliriz ama kesin olarak ticari diye altını çizmek istemiyoruz. Kreatif ambalaj da olabilir ama dijital bir şekilde işin içinde olacak.
Pazara ilişkin görüşlerinizi alabilir miyiz?
Biz de herkesten farklı düşünmüyoruz. Kârlılıklar düşüyor; çeşitlilik artarken, sipariş adetleri günden güne düşüyor. İnkjetin ve tonerli makinelerin hepsinin ofsetten çektiği işler var. Bu işler çekildikçe ticari pazarda rekabet daha artmaya başladı. Bir yandan da okul kitapları pazarında boşa çıkan firmalar ticari pazara girdiler ve bu durum rekabeti daha da agresif ve sert hale getiriyor. Hepsinin dengesine kavuşması için, herkesin kendi uzman olduğu alanı belirleyip o yöne doğru ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum. Bir değişim var ve zaman kaybetmeden yön belirleyip ilerlemek lazım. Drupa’nın periyodunun beş yıldan dört yıla ve sonra üç yıla düşmesi de bu hızlı teknolojik değişimin bir sonucu.
Şirketler arasındaki iş birliklerine nasıl bakıyorsunuz?
Bu bir iş birliği yaptık ve on dört matbaa URGE proje grubunda uzun soluklu müşterek bir proje için bir araya geldik. İlk defa Paris Kitap Fuarı›nda tanıtım gerçekleştirdik ve buradan dönünce İngiltere’de fuara katılacağız. Mayıs ayında da Şikago, ABD’deki kitap fuarına katılacağız. En azından eskiden herkes tek başına bir şeyler yapmaya çalışırken, şimdi müşterek olarak bir grup içinde ve müşterek program dahilinde hareket etmeye başladık. Bunun da sektörün artık yavaş yavaş iş birliklerinden daha güçlü çıkacağının, birlikte hareket etmesinin öneminin anlaşılmasının ilk adımı olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin ve bizlerin ihracata ve döviz girdisine ihtiyacımız var. Çünkü iç piyasada kazandığımızı dışarıya veriyoruz ve döviz girdisi olursa, içeride daha rahatlarız diye düşünüyorum. Hemen ticari sonuçlar alınmasa da, birlikte müşterek hareket edebilmenin ilk adımını atmak, bir arada durabilmek adına projeyi önemsiyorum.
Bu iş birliğinin pratik işleyişi nasıl olacak?
On dört firmanın da yan yana, küçük stantları var ve standınıza gelen müşteri doğrudan size gelmiş oluyor. Ama büyük volümlü işler de olabilir ve o işleri paylaşabiliriz. Belki 14 matbaanın paylaşacağı çok büyük hacimli işler de olabilir. Oğlum da sektöre dahil oldu ve ilk siparişini orada aldı. İngiltere fuarından daha fazla beklentimiz var. Oluşur’un Fransa’da bir temsilcisi var ve İngiltere’de de bir temsilcimiz olacak. Şikago’da da bir temsilcimizin olması için görüşmelerimiz sürüyor. Hepimizin vizyonunun daha geniş olması gerekiyor.
Bu proje ne zaman başladı?
Proje 2015’te başladı ve Eylül ayından itibaren dört ay firmaları bir araya getirmeye çalıştık. Masrafların % 75’ine yakınını İhracatçılar Birliği karşıladı; karşılamadığı da var. Kalanını firmalar karşıladı. Toplamda firmalar iyi rakamlar harcadılar. Sene sonunda bu işe minimum 50 bin dolar harcamış olacağız.Makineler için büyük yatırımlar yapıyoruz; bu tanıtım harcamalarını da yapmış olmamız gerekiyor. Bu bizim eksikliğimizdi.
Katılan firmaların hepsi BASEV üyesi mi?
İkisi BASEV üyesi değildi, sonra tavsiyem üzerine o iki firma da BASEV üyesi oldular.