“Bu drupa’da fuarın çekim merkezi dijital çözüm üreten firmalar olacaktır”
(İstanbul) Dereli Graphic, başta KBA, Flint Group ve Kodak olmak üzere küresel basım endüstrisinin devlerini de içeren, çok sayıda temsilciliği ile Drupa’ya hazırlanıyor. Dereli Graphic Genel Müdürü Ahmet Uzun ile Drupa hazırlıkları ve sektörün Drupa öncesi durumuna ilişkin kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik.
Son bir aydır sektör biraz daha drupa havasına girmiş görünüyor; drupa’da da özellikle dijital cephesinde birçok şeyin daha elle tutulur hale geldiğine tanık olacağımız gibi bir durum var. Siz ne düşünüyorsunuz?
Ben de öyle düşünüyorum. Bu fuar dijital çözümler üreten firmalar açısından bir gövde gösterisine dönüşebilir. Tabii diğer firmalar da birtakım yenilikler göstereceklerdir fakat ağırlıklı olarak dijitalde yenilikler olacaktır.
“İnkjet tarafında gövde gösterisi olacak”
Drupa 2016 ‘inkjet drupası’ olacak mı?
Özellikle inkjet tarafında bir gövde gösterisi olacaktır; diğer firmalar da mevcut makinelerindeki yeni geliştirmeleri göstereceklerdir. Son drupa fuarlarında dijitalciler gitgide daha fazla ses getirmeye başlamışlardı. Bu drupa’da fuarın çekim merkezi dijital çözüm üreten firmalar olacaktır. Çünkü uzun zamandır dijitalciler beklentileri tam karşılayamadılar Bu drupa’dan itibaren biraz daha fazla ses getirmeye başlayacaklardır.
Dijital beklendiği kadar ofseti zorlamış değil; bunu neye bağlıyorsunuz?
İnkjetin dışındaki çözümler kalite anlamında ofsetin gerisindeydi ama asıl sorun baskı maliyetleriydi İnkjet çözümler maliyet anlamında biraz daha tatminkâr ama onlar da kalite anlamında çok geride kalıyorlardı. Kalite-maliyet dengesi tutturulamamıştı.Son zamanlarda inkjet baskı kalitesi gitgide artıyor. Kalite ve maliyetin dengelendiği bir çözüm bence ofsetle rekabet edebilir. Bir de ebat meselesi vardı. En fazla 35 x 50 basılıyordu, hatta çoğu 33 x 48 basıyorlardı. Şu anda 50 x 70 makineler pazarlanıyor.. Artık 70 x 100’ler konuşuluyor. Asıl ofset – dijital rekabeti bundan sonra başlayacak gibi görünüyor.
Dijital çözümlerde kopya başı maliyeti hesap ederken amortisman maliyetini daha fazla göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Amortisman maliyeti ofset makinelere göre çok daha yüksek. Bir ofset makineyi uzun yıllar sorunuz kullanabilirsiniz ama dijital makinelerde bu süre çok daha kısa olduğu için sürekli olarak yeni yatırım yapma zorunlulğu var ve bu durum bir dezavantaj oluşturuyor.
“Ofsette de maliyetler düşüyor”
Geldiğimiz noktada, halen dijital ofsetten çok büyük pay alabilmiş değil. Evet, kişiselleştirilmiş baskılar dijital için çok büyük avantaj. Ama dergi, broşür baskılarında ofset hala avantajlı. Şu anda birçok ofset baskı makinesi var; amortismanını neredeyse sıfır hesap ediyorlar. Bu da ofset matbaalara çok büyük bir fiyat avantajı getiriyor. Öte yandan, ofsette de maliyetler düşüyor. Kalıp maliyetleri de 7-8 avrodan 3-4 avroya düştü. Dolayısıyla dijital tarafında maliyetlerin biraz daha düşürülmesi, baskı kalitesinin de uzun dönemde sürdürülebilir hale gelmesi lazım.
İşiniz gereği çok sayıda matbaacı ile görüşüyorsunuz. Onların drupa’ya ilişkin beklentileri ve yaklaşımlarına ilişkin izlenimleriniz nedir?
Aslında fuarla ilgili olarak çok da büyük bir beklenti olduğunu görmüyorum.Genel olarak dijital baskı çözümleri ile ilgili bir merak var sadece. Bilgiye ulaşmanın geçmişe göre çok daha kolay olduğu günümüzde, sektördeki firmalar fuarda sergilenecek teknolojik yeniliklerden zaten haberdarlar. Fuar üretici firmaların ürün performanslarının kısa bir zaman aralığı içinde mukayese edilebilme imkanı sağlayacaktır. Yatırım için araştırma yapan firmalar açısından faydalı olacaktır. Geçmiş yıllarda yatırım yapacak firmalar 1 yıl öncesinden bile son karar için fuarı beklerdi son yıllarda ise böylesi bir durum söz konusu değil.
“Fleksoda hızlı büyüme var”
Dereli Graphic olarak flekso, ofset, dijital gibi farklı alanlarda çözümler sunuyorsunuz. Son zamanlarda yatırım cephesinde hangisi daha çok konuşuluyor?
Türkiye’de flexo pazarı hızlı bir büyüme süreci içinde ve yatırımlar hız kesmeden devam ediyor. Bir vesileyle, Türkiye’ye en çok flekso makine satan büyük bir Alman firmasının fabrikasını ziyaret ettim, onlar da bunu anlamlandıramıyorlar. Çünkü dışarıdan göründüğü kadar Türkiye bir kaos ülkesi. Ekonominin bu kadar dinamik olmasını anlayamıyorlar. Aslında ekonomi o kadar dinamik değil ama esnek ambalaj tarafı çok hızlı büyüyor. Gravür de dahil, esnek ambalaj firmaları yurt dışına büyük miktarda ihracat yapıyorlar. Bazı firmaların ihracatları % 60’ları buldu. Bu durum sektörü dinamik tutuyor. Biraz Gaziantep tarafında durulma var ama fleksoda benim de izah edemeyeceğim şekilde ciddi yatırımlar yapıldı. Gaziantep, İzmir, Manisa ve Konya tabiki İstanbul’da hareketlilik var. Gravür baskı firmaları da bir yandan fleksoya yatırım yapıyorlar. Dijital tarafında da ilginin yüksek olduğunu az önce belirtmiştim fakat bu ilginin aynı oranda yatırıma döndüğünü henüz göremiyorum. Bu alanda ciddi yatırımların yapılması biraz zaman alacak gibi görünüyor.
Siz Comexi ile çalışıyordunuz, makine tarafında var mısınız?
Comexi ile yıllar öncesinde yolları ayırmıştık. Şu anda flexo baskı makinesi olarak herhangi bir çalışmamız yok. Türkiye’de özellikle son 10 yıl içerisinde önemli miktarda flexo baskı makinesi kurulumu yapıldı ve halen yeni makine yatırımları devam ediyor. Kurulumu yapılan makineler sektördeki en teknolojik ve gelişmiş modeller. Bundan sonra yeni bir marka ile sektöre girmek oldukça zorlaştı. Çünkü firmalar ellerinde mevcut olan markalar ile devam etmek istiyorlar. Bu arada Comexi ofset kalıbıyla baskı yapabilen bir makine üretti ve bir tane de Türkiye’ye sattı. Bu yeni teknoloji sektörde büyük ilgi uyandırdı. Fakat sonuçları görmek lazım. Bir şey söylemek çin henüz erken. Bu tarz makineler flexo baskıda yaygınlaşırsa flexo pazarında KBA ciddi bir oyuncu olabilir. Çünkü bilidiğiniz üzere KBA İtalyan flexo makine üreticis Flexotenica firmasını satın aldı ve bir takım iyileştirmelere başladı. Eğer ofset baskı mantığı flexoya adapte edilecekse bunu en iyi yapabilecek firma yılların deneyimi ile .KBA’dır. Zaman ne gösterir bilemem ama teknolojik gelişmeler bu yönde giderse bizim de posizyonumuz değişebilir. Şunu da belirteyim, bu söylediklerim şu an itibariyle sadece bir varsayım, hep birlikte neler olacağını göreceğiz.
Sizin flekso klişe ve malzeme satışının cironuzdaki oranı nedir?
Firmamızda uzun yıllardan beri flexo ürürnlerinin toplam ciro içerisindeki payı %50 civarındadır. Bu oran yıllar bazında artı eksi % 5 puan değişiklik gösterebilir. Kısaca yaklaşık % 50 diyebiliriz.
KBA’nın dijital makineleri de var. Bu fuarda farklı bir yenilik görecek miyiz?
Geçen drupa fuarında KBA Rotojet bobinden baskı yapabilen dijital baskı makinesini sergilemişti. Aradan geçen 4 yıl boyunca bu makinede öemli iyileştirmeler yapıldı. Özellikle inkjet kafalarda ve kullanılan mürekkeplerde önemli yenilikler var. Bu fuarda da Rotojet en gelişmiş haliyle sergilenecek..
Ofsette 50 x 70’de talep var mı?
Zaman zaman 50 x 70 makine talebi oluyor. Bu ebattaki makine satışına bir kaç yıldır ağırlık veriyoruz .Özelllikle KBA üretimini Çek Cumhuriyeti’nden Almanya’ya kaydırdıktan sonra. Aslında ben başlarda 50 x70 makinelerin artık talep edilmeyeceğini düşünüyordum. Ama pek de benim düşündüğüm gibi olmadı. Halen çok yoğun olmasa da talep var. Bu süreçte 2 adet makine sattık. Birincisini İstanbul Bolluca köyündeki Teknik Kart’a, ikinci makineyi ise İstanbul Büyükşehir Belediye matbaasına kurduk.
“Ticari matbaalarda konsolidasyon şart”
Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Sektörde değişik segmentler var. Tabaka ofset, metal ambalaj, karton ambalaj, esnek ambalaj vb. Bunlar arasında tabaka ofset rekabetin en yoğun yaşandığı, dolayısla karlılığın en düşük olduğu alan. Genel olarak ambalaj sektörü daha iyi durumda diyebiliriz. Çünkü ambalaja olan ihtiyaç her geçen gün artmakta. Dolayısıyla en azından talep tarafında bi artış var ve bu artış devam edecek gibi görünüyor. Ayrıca özellikle esnek ambalajda önemli ihracat potansiyeli var. Tabaka ofset tarafında talebin artmadığı gibi azaldığını bile söyleyebiliriz. İhracaat imkanlarının da kısıtlı olması arz talep dengesizliğine yol açıyor.
Son yıllardaki teknolojik gelişmelerden en çok etkilenen sektör ticari baskı yapan tabaka ofset matbaaları oldu malesef. Bu gidişatın ileride daha iyiye gideceğini de düşünmüyorum. Hatta daha da kötüye gidebilir. Sektörün yaşanan bu olumsuzluklardan en az etkilenmesi adına bir konsolidasyona ihtiyaç olduğunu düşüyorum Bankacılık sektöründe 2000’li yılların başında böyle bir süreç yaşandı ve bu sürecin sonunda sektör çok güçlü bir yapıya kavuştu. Matbaaların birleşmek suretiyle daha güçlü finansal ve teknik alt yapıya sahip olacağını bu durumun verimlilik artışı sağlayacağını, aynı zamanda işletme giderlerinde de önemli ölçüde tasarruf sağlayabileceklerini düşüyorum. Sektörün, içinde bulunduğu zor durumdan yara almadan çıkabilmesi açaısından bu tür formüllerin denenmesi gerektiğine inanıyorum. Aksi halde ekonominin genel kuralı işleyecek; arz ve talep bir şekilde dengelenecektir. Fakat bu süreçte sektör yara alacaktır.
“Klişe üretimi kolaylaştı; olukluya yönelik kalın klişede yoğun rekabet var”
Klişe pazarında durumunuz nedir?
Bildiğiniz gibi yaklaşık 25 yıldır Flint Group klişelerini satıyoruz Bir miktar Kodak klişe de satıyoruz ama satışlarımızın büyük bölümünü Flint oluşturuyor. En büyük rakibimiz tüm dünya da olduğu gibi Dupont. Klişe satışına başladığımız ilk yıllarda Flint, o zamanki adıyla Basf klişelerinin pazar payı % 3 civarındaydı. Şu anda pazar payımız % 50’lerin üstüne çıktı. Eskiden klişe üretimi daha çok ustalık gerektiriyordu. Klişe üretimi yapan makinelerin teknolojik olarak yeterli olmaması da bu duruma yol açıyordu. Klişe üretiminde çalışan operatörler risk almamak adına ayarları değiştirmeye pek istekli olmuyordu. Bu yüzden pazara ilk girdiğimiz yıllarda çok çaba sarfetmiştik. Proses olarak klie üretimi hala aynı ama klişe üretim makinelerindeki teknolojik gelişmeler sayesinde üretim çok daha kolaylaştı. Tabii ki aradan geçen yıllar boyunca operatörlerin tecrübe kazanmaları da kolaylık sağlıyor. Bunun olumlu ve olumsuz sonuçları var. Teknik sorunlara daha az zaman harcıyoruz. Bu tarafı bizim için olumlu. Ama bu durum pazara yeni giren firmalar için de kolaylık sağlıyor. Bizim ilk yıllarımızda yaşadığımız zorlukları yaşamadan satış yapma imkanına sahip oluyorlar. Bu sayede Çin dahil pek çok ülkeden yeni marka pazara girdi. Özellikle oluklu mukavva baskısında kullanılan kalın klişe pazarında yoğun bir rekabet yaşanıyor.
Kaliteli klişe ile pazara girmeye çalışan isimsiz markalar arasındaki rekabeti nasıl yönetiyorsunuz?
Pazarı ince ve kalın klişeler olarak ikiye ayırmak lazım. Tüketimin % 50’si ince, % 50’si kalın klişelerden oluşuyor. İnce klişe tarafında çok sayıda oyuncu yok, Ağırlıklı olarak Flint ve Dupont klişeler kullanılıyor. Oluklu sektöründe kullanılan kalın klişe satışında denklem biraz karışıyor. Daha fazla sayıda firma ile rekabet etmek zorunda kalıyoruz. Bu rekabette bizim en büyük avantajımız müşterilerimizle olan uzun yıllara dayanan iş ilişkilerimiz. Aynı zamanda sadece kalın klişeler değil tüm ürün çeşitleri ile hizmet veriyor olmamız.
Kodak tarafında yenilikler var mı?
Kodak tüm ürün portföyünde geliştirmeler yapmaya devam ediyor. Kodak’ın oturmuş bir ürün gamı var ve bunun üzerine bir takım geliştirmeler yapmaya devam ediyorlar.
Xeikon’un Flint Group’a katılmasından sonra sizinle ilgili bir değişiklik oldu mu?
Xeikon’un mevcut temsilcileri var. Son olarak dijital tarafta Nova ile anlaştılar. Oluşmuş bir dağıtım kanalı var. Zaten bazı ürünlerine alternatif ürünlerimiz var. Dolayısıyla firmamız ile ilgili bu alanda herhangi bir değişiklik yok.