En son teknoloji özel donanımlı baskı ve baskı sonrası makinelere ve ihtiyaçlara uyarlanmış yazılımlara yatırım, üretimde müşteri taleplerine dönük esneklik ve tasarımda kreatif, yenilikçi yaklaşım, uluslararası fuarlarda ve mecralarda boy göstermek; yüzde 50 ihracat oranını yakalayan OMAKS’ın başarısının ardındaki kritik adımlardan bazıları.
İhracatçı karton ambalaj matbaalarımızdan OMAKS Ajans Matbaacılık da Interpack 2017’ye katıldı. Beylikdüzü, İstanbul’da 12 bin metre karelik tesisinde kozmetik, ilaç, çikolata ve şekerleme, gıda, tekstil, kırtasiye ve endüstriyel kutu üretimi yapan OMAKS’ın üretim kalitesi FOGRA ISO 12647, ISO 9001:2008, FSC Coc Tedarik Zinciri, BRC/iop Gıda Ambalajı Kalite Yönetim Sistemleri ile belgelenmiş. Firmanın tesisindeki amiral gemisi, çift lak üniteli ofset ambalaj baskı makinesi Roland 706 LTTLV 2014 yıl sonunda alınmış.
Önünde bir camekan içinde zemine temas etmeden dönen bir kutunun sergilendiği OMAKS standında Başkan Burhan Özdemir, satıştan sorumlu ikinci kuşak yönetici Atilla Özdemir ve COO Alparslan Kaleli ile sohbet ettik. Özellikle Avrupa pazarını hedefleyen firmalar için bu görüşmede çok değerli ip uçları olduğunu söyleyebiliriz.
Interpack 2017 katılımınızla ilgili neler söylemek istersiniz?
Burhan Özdemir – Interpack’a üçüncü katılımımız. Dünyada yaşanan ekonomik belirsizliklere rağmen beklentimizin üzerinde görüşme sağladığımız ilk iki gün bizi mutlu etmiş durumda. Fuar süresi olarak daha beş günümüz var daha çok görüşme sağlayacağımıza inanıyorum. Üçüncü katılım olarak baktığımızda bu yıl daha iyi ziyaretçi aldık. Omaks olarak güçlü Avrupalı rakiplere rağmen yeni pazarlar kazanmaya devam ediyoruz ve katma değerli ürünlerin üretimini başarıyla gerçekleştiriyoruz. Rekabet gücümüzün etkisiyle ağırlıklı Avrupa olma koşuluyla, Ortadoğu, Kuzey Afrika’ya ihracat yapıyoruz. Bu fuar sayesinde portföyümüze yeni müşteriler ilave edebileceğimizi düşünüyorum.
Alpaslan Kaleli – OMAKS olmanın avantajını yaşıyoruz. İlk katıldığımızda bu global markalar bizde yoktu. Şimdi 10 büyük global marka ile çalışıyoruz. Bu da standımıza gelenlerde bir mıknatıs etkisi yaratıyor. Buradaki en büyük başarı Burhan Bey’indir. Bu büyük markalarla çalışmak için o kadar büyük yatırım yapmak gerekiyordu ki, yatırımların karşılığını da anlatmak zordu. Bunlar Türkiye’de daha önce yapılmamış yatırımlardı. Roland 706 LTTLV ofset baskı makinesi aldık.
B. Özdemir – 2016 drupa fuarında sıfır BOBST kesim makinesi yatırımı kararı aldık ve bunu gerçekleştirdik. Çift ayıklama (stripping, blanking) ve kameralı sistem. Biz yatırımlarımızı en üst segmentte yapıyoruz. Müşteri geldiğinde yapılabilir ne varsa yapıyoruz. Bu da bize çok ciddi kurumsal firmalarla kolaylıkla açık pozisyonlara ulaşma avantajı sağladı. Ziyaretçiler geldiğinde iyi şeyler yaptığımızı görüyorlar. Bu imajı oluşturuyoruz.
B. Özdemir – Kısacası rekabette kendimize bir avantaj yaratmaya çalıştık. Yatırımlarda kısa vadeli dönüşler beklemiyorum. Karşılığını bir şekilde alıyoruz. Müşteri memnuniyetinde özenle duruyoruz. Müşteri sizden iyi hizmet alabiliyorsa devamının gelmesini sağlıyorsunuz.
Geçen yıl Pro Carton yarışmasında finalist üç Türk firması arasında yer aldınız. Yarıştığınız firmalar büyük global firmalardı. Bu da dış pazarda dikkat çekmenizi sağladı mı?
A. Kaleli – Biz yüzde 50 üretim yapıyor, yüzde 50 hizmet veriyoruz. Hep beraber bunu benimsedik. Üretim kısmında makine yatırımları ve Ar-Ge çalışmaları ile bunun gereğini yapıyoruz. Bunların sonuçlarını da Pro Carton’da aldık. İlk katılımımızdı. Beklentilerimiz yüksek değildi, finale kalmak bizi sevindirdi. Bu yıl Pro Carton’a katılacağımız kutumuzu burada Avrupalı müşterilerimize gösterince şaşırıyorlar. Standa gelenler, ‘Sizinle çalışalım, bize değişik bir tasarım yapın’ diye istekte bulunuyorlar. Biz normal standartlarla başlayalım, onu yaparız diyoruz. Global müşteriler, marka bilinirliği, hepsiyle bir avantaj sağlamış durumundayız.
Biz çok fazla büyümek, büyük tonajlarda üretim yapmak yerine katma değerli ambalaj yapmak ve bunu iyi şekilde yapmak düşüncesindeyiz. büyük olarak tabir ettiğiniz firmalar içinde hantal yapılar da var. O hantallığa girmeden nasıl büyüyeceğimizin çalışması ile devam ediyoruz.
Kendi içimizde, matbaada yazılım ekibi kurduk. Bu çok büyük bir masraf ama Burhan Bey’in düşüncesi şuydu: Farklı bir şey yapacaksak, farklılığımızı yazılımla oluşturalım. Bizim bünyemize katılacak arkadaşlar bu şablonda ilerlesinler.
Bu MIS yazılımı gibi bir şey mi?
Atilla Özdemir – Kendi ihtiyacımıza yönelik yapıyoruz, dışarıdan da destek alıyoruz. Matbaacılık terzilik gibi. Kalıplaşmış yazılımlarla çözemiyorsunuz. Mesela biz kokteyl baskı diyoruz. Bıçak olarak aynı ama renkleri farklı ürünlerin bir arada basılması. İşlerin bir araya getirilmesi, zincir haline getirilmesi, siparişe açılması, raporların tutulması şu anda entegre bir şekilde devam ediyor. Bununla ilgili yılların verdiği tecrübeler de var. Hedef, hataya tahammül etmeyecek şekilde verimliliği arttırmak.
İki yıllık bir çalışma. Şu anda aktif olarak kullanılıyor ve geliştirmeye açık bir program.
Uluslararası arenada sabırlı olmak gerekiyor, sizin bu üçüncü deneyiminiz nasıl gelişti?
A. Kaleli – Özellikle kurumsal firmalar sizi izliyorlar. Almanya ve Fransa’da da izliyorlar. Birkaç kere katıldıktan sonra sizinle iletişime geçiyorlar. Ben fuara katıldım, bir şey çıkmadı gibi ümitsizliğe kapılmamak lazım. Bizlerle görüşmeye, masaya oturmaya başladılar.
Bir de yurt dışındaki geri dönüşler 6 ay sonra başlıyor, hemen olmuyor. Çünkü oradaki yapılar baştan projelendiriliyor, sonra pişiyor, sonra piyasaya sürülüyor ki bunlar 1 – 1,5 yıllık süreçler.
B. Özdemir – Dün önyargılı bir ziyaretçimiz geldi. Önüne birkaç örnek çıkarttığımızda örnekleri almak istedi. Biz farklı tasarımlar oluşturmaya çalışıyoruz. Albenisi olan, ürünü satabilecek sanatsal tasarımlar yapıyoruz. Bunu da yaptığımız yatırımlarla yapabiliyoruz. Aldığımız makinelerin özelliklerine dayalı uygulamalar yaparak kendimize böyle avantajlar sağlıyoruz.
Fuar ziyaretçileri ile ilgili gözlemlerinizi paylaşır mısınız?
B. Özdemir – Hafta sonu Afrika ve Orta Doğu ziyaretçilerimizi bekliyoruz. Genel anlamda dünyanın her yerinden katılımcı mevcut. 2016 Fransa fuarı çok sönük ve beklentinin altındaydı. Firmamız bazında görüşmelerimiz oldu ama birçok meslektaşımız memnun kalmadı. Interpack fuarı her yönüyle çok iyi.
A. Özdemir – Geçmiş yıllarla kıyas yaparsak bu yıl daha iyi. Ama biz de bu yıl daha iyiyiz. Bu fuarda koridordan geçenin kim olduğunu, ne isteyebileceğini, artık ülkeye göre müşteriye hangi kutuyu göstermeniz gerektiğini biliyoruz. Çünkü kültürel bir farklılık var. Ambalaj beklentilerini az çok keşfetmiş durumdayız, ona göre yönlendirme yapıyoruz.
A. Kaleli – Bir önceki Interpack’ta Weilburger firması ile görüşme yapmıştık. Bir sorumuz vardı; İstanbul’da görüşme kararı aldık. İstanbul’da 10 saatlik bir toplantı yaptık. çünkü makineyi yeni almıştık. Türkiye’de de bu konuda kimse bilgi sahibi değil. Biz de kaynağı bulunca sorduk. İki günlük bir sertifikasyon programı için Almanya’ya gittik. Ondan sonra bize teklif geldi. “Drupa kataloğunu Türkiye’de yaptırmak istiyoruz” dediler. Beş gün süren bir çalışma gerçekleştirdik. Bize ‘İlk kez dışarıda bir katalog bastırıyoruz, tedirginiz’ dediler. İlk geldikleri gün onların beklemedikleri biçimde bir toplantı konsepti ile karşılaştılar. Almanya’dakinden daha detaycı bir üretim planı ile karşılaştılar. Gelen Alman arkadaş hemen üzerine tulumu giyip ‘Tamam ben anladım, çalışmam lazım’ dedi. Beş gün boyunca makinede her türlü deney yapıldı. Sonra bize teşekkür edip, ‘Esnekliğinizden dolayı Almanya’da yapamayacağımız şeyleri yaptık. Biz burada ne yapamadığımızı da gördük. Sizin esnekliğinizle nasıl yapacağımızı da gördük’ dedi.
B. Özdemir – Bu çalışmaların bir mali boyutu da var. Biz bu rakamlardan da fedakarlık yaptık ve başka bir açılım sağladık.
Bir hafta boyunca bir makineyi ve arkasındaki makineleri durdurup denemeler yapmak için çok sabırlı olmak gerekir. Ama ortaya çok güzel ürünler çıktı. O ürünleri satış ve pazarlama olarak kullanabiliyoruz. Türkiye’de de ambalaj sektörü çok gelişme gösterdi, Avrupa kalitelerini yakaladık. Avrupa’daki en üst segment matbaalarla aynı işleri yapabilecek kategoriyi yakaladık. Son beş yıl içinde her yıl yüzde 25-30 büyüyen yapıda devam ediyoruz. İhracatımızı yüzde 50’ye getirdik. Yeni segment yatırımlar, fuar faaliyetleri ile 5 yılda bu noktaya geldik ve daha da geliştirerek devam etmek istiyoruz.