Heidelberger Druckmaschinen AG Yönetim Kurulu Üyesi Stephan Plenz ambalaj sektörünün küresel görünümü ve nereye doğru gittiği konusunda bir sunum yaptı ve Heidelberg’in ambalaj çözümlerine değindi.
Plenz sunumuna Türkiye’de ambalaj sektörü ve geleceği konusunda “Mevcut durumun çok farkındayız ama bu zor günlerin geçeceğine ve Türkiye’nin büyümeğe geçeceğine inanıyoruz. Heidelberg olarak elimizden geldiğince yanınızda olmak, sizlere destek olmak istiyoruz” diyerek başladı. Sunumunun geniş bir özetini yayınlıyoruz.
Heidelberg hakkında
“Heidelberg olarak 2,5 milyar avroluk ciroya sahibiz. 11 bin 700 personelle bunu gerçekleştiriyoruz. Temelimiz 3 ana bölüm üzerine kurulu; sarf malzemesi, hizmetlerimiz ve ekipmanlarımız. Başarının pazardan geldiğine inanıyoruz. Müşterilerden gelen talepler doğrultusunda ekipmanlarımızı geliştiriyoruz ve hizmetlerimiz, malzemelerimiz ve ekipmanlarla bunu tamamlayarak müşterilerimizi başarıya götürmeyi istiyoruz. Dünya genelinde 11 adet üretim tesisimiz var. Küçük bir üretim tesisi Amerika’da, biraz daha büyüğü Çin’de Asya pazarı için ve en büyük üretim tesisimiz Almanya’da. Ludwisgsburg’da da baskı sonrası ile ilgili üretimimiz, Çin’de de baskı öncesi üretimimiz var. Ambalajın yanı sıra etiketin de büyüdüğünü biliyoruz. Bundan dolayı Heidelberg Gallus şirketini 2 yıl önce tamamen devraldı. Gallus üretimimiz de İsviçre’de St. Gallen şehrinde yapılmakta. Polar ile 60 yıllık bir iş birliğimiz var. 1,5 yıl önce Asya’dan MK ile ambalaj tarafında bir iş birliğine girdik. Temelinde tüm parçaları özellikle dişli ve elektronik parçalarımızı burada üretmekteyiz. Bütün makinelerimizin montajı bu fabrikamızda gerçekleşmektedir.
Heidelberg 1958 yılından bu yana üretimini bu fabrikada yapmakta. Aynı zamanda büyük ebat makine üretimimizi bu duvarların arkasında gerçekleştiriyoruz. Dijital tarafında da büyük gelişmeler mevcut. Drupa fuarında da tanıtmış olduğumuz Primefire 106 makinemizin de gelecekte burada montajını yapacağız.
Baskı işlem hacimleri ve beklentiler
Son 50 yıldaki gelişimlerle ilgili de bir şeyler söyleyeyim: En önemli gelişim değişim. Fakat son yıllara baktığımızda çok hızlı bir değişim süreci içerisindeyiz. Yayıncılık, ambalaj, değişik nesnelere baskı ve hızda çok dramatik bir yol aldık.
Bütün baskı işlem hacminin stabil olduğunu söyleyebiliriz (400-450 milyar).
Ticari hacim gayet stabil biçimde ilerliyor. 2018’e kadar beklentide düşüş olsa da ondan sonraki yıllar için stabil hacim devam etmekte. Fakat önemli olan ambalaj tarafındaki büyüme. 122 milyar seviyesinde olan ambalaj tarafında büyüme beklentisi önümüzdeki yıllar yüzde 3-3,5 oranlarında olacaktır.
Yayıncıların üretmiş olduğu hacimde son on yılda ciddi bir düşüş oldu ve bu düşüşün gelecek yıllarda da devam edeceğini tahmin ediyoruz.
Basılmış iş hacminin basıldığı teknolojiye baktığımızda (2018-2021) ofset baskı makineleri ile basılan ürünlerin her seferinde eşit bir büyüme göstereceğini görüyoruz. Aynı büyüme oranları flexo etiket için de geçerli. Bugün ortalama yüzde 3-4 oranlarında büyüme görüyoruz. Ancak asıl büyümeyi dijital makineler ile üretilen malzemelerde de görüyoruz bunun gelecekte daha da büyüyeceğini tahmin ediyoruz.
Dijital tarafındaki en büyük büyümenin (6 milyar avrodan 12 milyar avroya) kendi çıkardığımız Primefire 106 ile geleceğini düşünüyoruz. Müşteri taleplerini göz önüne aldığımızda böyle bir büyümeyi yakalayacağımızı tahmin ediyoruz.
Değişim süreci içerisinde müşteri talepleri, müşteri ihtiyaçları, çeşitlilikler, multimedya ile karşı karşıya geleceksiniz. Bütün bunları birleştirdiğinizde başarıya ulaşabiliyorsunuz. Bu konuda da A’dan Z’ye Heidelberg sizin için bir çözüm olabilir.
Çevresel baskıları da göz ardı etmemek lazım. En büyük hata ben bunun dışındayım anlayışı olabilir. Bir çok ülke geziyorum özellikle Çin’de ‘Çevresel konular bizi ilgilendiren konular değil, öncelikle büyümemiz gerekiyor’ denildiğini duydum. Son 12 ayda büyük global grupların geri dönüşümlü malzemeler kullanması konusunda çok büyük baskılar var.
Önümüzde bir tehlike var: Dijitalleştirme ile endüstri 4,0 her ekipmanı birbirine bağlıyor. Bunu da iyi bir şekilde halletmemiz lazım ki kötü duruma düşmeyelim. Biz Heidelberg olarak matbaa endüstrisine nasıl katkıda bulunabiliriz.Drupa’da Simply Smart (Akıllı Matbaa) mottosu ile yola çıktık. Tüm iş akışınızı iyi bir şekilde dijital ortama bağlamadığınız takdirde bu hedeflere ulaşma şansınız olmayabilir. İş akışınızın makineler arasındaki iletişimi güzel bir biçimde kurması lazım.
Makinelerden elde etmiş olduğunuz verileri analitik biçimde değerlendirip ne tarz hizmetlere ihtiyaç olduğunu belirlemeniz gerekiyor. Bizim de kurulu büyük bir makine parkımız mevcut. Buradan aldığımız geri bildirim doğrultusunda makinelerin ihtiyaç duyduğu hizmetleri önceden görüp sunabilmemiz gerekiyor ki daha iyi bir performans elde edelim.
Bu teknolojinin (Endüstri 4,0) drupa’da büyük ilgi gördüğünü gözledik. Son 5 yıldır bunun altyapısı için ciddi yatırımlarda bulunduk.
Operasyondaki mükemmellik
Kilit nokta kapalı üretim alanınızdaki ekipmanların birbiriyle bağlantılı olması. Ekipmanlardan aldığınız verilerle siz daha verimli bir sonuç elde edebilirsiniz. Entegrasyon dijital ve ofset tarafında kilit bir nokta.
Dünya genelinde 10 binden fazla makinemizle bağlıyız. Buradan gelen veriler üzerinde yapılan analitik değerlendirmelerle müşterilerimize daha iyi hizmet sunma şansına sahibiz. Bunu sadece Heidelberg bulut olarak düşünmemek lazım. Önemli olan müşterilere bunu kullanabilmesi için alt yapı sunmak.
Matbaaları ziyaret edip matbaacılarla konuştuğumda ‘Benim matbaam diğerlerinden farklı ve çok özel’ diyorlar. Ancak rakipleriniz de öyle düşünüyor. Benim naçizane önerim kendinizi başkaları ile kıyaslamak yerine diğerlerinden nasıl daha iyi olabileceğinizi aramanız. Kendi üretiminizdeki verileri toplayıp diğerlerininki ile kıyaslayın ve nerede olduğunuzu görün. Bu konuda Heidelberg olarak sizleri destekleyebiliriz.
Operasyonunuzdaki mükemmellikle, daha yüksek otomasyonla daha verimli olacaksınız ve rakiplerinizden daha iyi olup daha yüksek kar marjları ile iş yapacaksınız.
Farklı işler yaptığınız takdirde diğerleri sizi takip edecektir. 12 ay sonra kendinizi diğer tarafta bulabileceksiniz. Bizim yaptıklarımız sunduklarımız sizin başarılı olmanız için yeterli midir, biz de sürekli olarak bunun değerlendirmesini yapıyor, yönümüzü o tarafa çeviriyoruz.
Bu değerlendirmelerin sonucu olarak endüstriyel ambalaj baskısı alanında iki ürünümüzü; tabaka tarafında Primefire’ı, etiket tarafında Labelfire’ı Drupa’da tanıttık. Ticari tarafta Versafire toner bazlı makinemiz ve 3 boyutlu nesneleri basabileceğimiz Omnifire baskı makinemiz var.
Primefire siparişleri önümüzdeki yıl için üretim programımızı doldurdu. İkinci yıl için görüşmelerimiz devam ediyor. Primefire’ın temelinde XL106 teknolojisi yatıyor ve ortasında fuji ile beraber geliştirdiğimiz inkjet teknolojisi ile makineyi tamamlamış oluyoruz. İki konu bizim için çok önemli. Birincisi doğru ebat. 70×100 ebadının doğru olduğuna inanıyoruz onun için bu ebatta ürettik. 1200 dpi çözünürlükle su bazlı mürekkeple baskı yapıyoruz. Bu üretimimizle çok gururlu ve mutluyuz. Şu anda show room’da sadece maketini göreceksiniz ama ilerde makineyi de gösterme fırsatımız olacak.
Benim için daha önemli olan, yeni nesil Speedmaster makinelerimiz. Bu makineler gelen PDF bilgilerini doğru bir şekilde anlayıp bunu baskıya yansıtabiliyor. Speedmaster makinelerimizi tüm ebatlarda yeni nesil kumanda masalarımızla sunuyoruz.
Konu sadece teknolojik bir makine üretmek değil, müşterilerin ihtiyaçları doğrultusunda, onları dinleyip, ona göre bir gelişim sağlıyoruz.
Eskiden harita kullanıyorduk, şimdi navigasyon sistemi ile ulaşmak istediğimiz noktaya en hızlı şekilde ulaşabiliyoruz. Bunun aynısını makinelerde gerçekleştiriyoruz. Bunun arkasında yatan değişim inanılmaz büyüklükte. Artık sistem çalışanları yönlendiriyor. Kimin neyi ne zaman yapması gerektiğini sıralıyor. Bir database de kumanda masasında mevcut ve buradan çalışanlara bilgiyi aktarmakta. Bu operatörün de daha creatif olmasına yol açıyor.
Tabii ki bir ürünü sonlandırmadığınız sürece satılabilir hale gelmiyor. Geçmiş 10 yılda biz baskı sonlandırma makinelerinde hem araştırmalarımızı hem de üretimimizi yapıyorduk. Ancak Avrupa’daki üretim maliyetlerimizi göz önünde bulundurduğumuzda belirli zorluklarla karşılaştık. Biraz daha dışarıya çıkıp bu işbirliğini nasıl güçlendirebiliriz, bize daha geniş bir ürün portföyü ile kim destek verebilir diye araştırma yaptığımızda MK Masterwork firması ile karşılaştık. Bu iş birliğini MK Masterwork firması ile gerçekleştirdiğimiz için mutluyuz. Çin’in en büyük baskı sonrası üreticisi. 100 e yakın Ar-Ge de çalışan mühendise ve çok büyük bir pazar payına sahip.
Yapmış olduğumuz anlaşmada bütün bilgi ve tecrübemizi kendileriyle paylaştık. Diana kutu katlama ve yapıştırma makinemiz halen bizim teknolojimizle üretilmekte. Burada gördüğünüz tüm ürün gamını MK Masterwork karşılamaktadır. Diana X80 ve X115 serisini birlikte geliştirdik. Yakında da Diana Easy makinesini çıkartacağız. Amacımız performansı daha yüksek ama ekonomik makineler sunabilmek.
Üstünde durmak istediğim iki modelimiz daha var. Diana Eye dediğimiz kalite kontrol makinesi ve 4 işi aynı anda yapabilen; sıcak yaldız, gofre, kesim ve ayıklama işlemlerini tek geçişte yapabilen Duopress. Masterwork firmasının görevi bizim için gerekli Ar-Ge’leri ve çalışmaları yapmak. Bİzim görevimiz de dünya çapında bunun satış ve satış sonrası hizmetlerini gerçekleştirmek. Aynı zamanda güvenlik şartlarını da yerine getirebilmek.
Heidelberg niçin var?
Heidelberg A’dan Z’ye sektörümüze hizmet verebilme şansına sahip. Baskı öncesinden baskı ve baskı sonrasına ve bütün bunları birleştirebilecek bir yazılım ağına, ihtiyaç duyulan sarf malzemelere, gerekli hizmetlerle birlikte müşteriye çözüm ortağı olma şansına sahip. Burada web karton işleme makinemiz de mevcut. Bobin olarak giren kartonu baskısı, yaldızı, gofresi yapılmış, kesilmiş halde direkt kutu katlama yapıştırma makinesine koyacaksınız. Bu konuda heidelberg yatırım yapmaya devam ediyor.